çocuk bakımı,bebek bakımı,bebeklerde beslenme,çocuklarda kış hastalıkları,cocuklarda ve bebeklerde ateş,çocuk gelişim aşamaları,çin takvimi,hamilelikte beslenme,süt ve önemi,gebelik gelişim aşamaları,çocuklarda korku,çocuklarda resim yapma gelişim aşamaları,aşı takvimi

30 Ocak 2010 Cumartesi

en büyük allerji kaynağı ev tozu akarları (mite)

En önemli ev içi allerjendir. Sıcak ve nemli ortamlarda kolaylıkla çoğalabilen gözle görülemeyen (mikroskopik) canlılardır. Akarların vücut proteinleri ve dışkıları allerjenik özelliktedir.
Akar allerjenleri özellikle halı, yastık, yatak ve benzeri gibi üzerinde toz tutan ev eşyalarında yüksek oranda bulunmaktadır.
Bu allerjenlerin solunum yolu ile vücuda girmesi, allerjik kişilerde şikayetlerin başlamasına neden olmaktadır.
Akarlar insan deri döküntüleri ile beslenir.
Akarlar insanları ısırmaz, hastalık bulaştırma ve taşınmasına neden olmaz ve genellikle insanların üzerinde barınmazlar. Sadece akarlara karşı allerjisi olan kişilerde sorun oluşturan canlılardır.
Haşare ilaçları akarları öldürmez.
Klasik ev temizlik yöntemleri bu canlıları ve allerjenlerini evlerden tam olarak uzaklaştıramaz.
Kısaca herkesin evinde doğal olarak bulunan canlılardır.
AKARLARDAN KORUNMA

YATAK ODASI:

  • akarlarla mücadele yöntemleri özellikle yatak odalarında yoğunlaştırılmalıdır
  • Kadife gibi kalın kumaşlardan yapılmış yatak örtüleri akarların barınma ve üremeleri için uygun bir ortam sağlar. Yatak odalarında bu tür malzemeler kullanılmamalıdır. Yıkanabilir battaniye ve yatak örtüleri tercih edilmelidir
  • Yastık kılıfı, çarşaf ve nevresimler her hafta yüksek ısıda yıkanmalıdır. 55 ºC üzerindeki ısılarda yıkamak hem allerjeni uzaklaştırır, hem de akarları öldürür.
  • Halılar akarlar için en uygun barınma ve çoğalma ortamıdır. Yatak odasındaki HALI MUTLAKA KALDIRILMALIDIR
  • İçi doldurulmuş oyuncaklar da önemli birer akar barınağıdır. Özellikle çocuk odalarından bu tür oyuncaklar uzaklaştırılmalıdır.

DİĞER ODALAR:

  • Diğer odalar da, elektrikli süpürge ve ıslak bezlerle düzenli olarak temizlenmelidir.
  • Halı yıkama makineleri halıda nem oranını artırmakta ve akar üremesi için daha uygun şartlar oluşturmaktadır. Bu nedenle halı yıkama makineleri önerilmemektedir.
  • Halı ve mobilya üzerine yılda iki kez benzil benzoat toz halinde, hafif nemli olarak serpilmelidir. Allerjen seviyesi iki ay sonra tekrar yükseldiğinden 2-3 aylık periyotlar halinde halılar temizlenmelidir.

daha fazla bilgi için:www.allerjim.com

çocuklarda atopik dermatit







Belirtiler

Yoğun kaşıntı

Tekrarlayan döküntü; deride kuru, düzensiz veya pullu alanlar

Bebeklerde ve küçük çocuklarda atopik dermatit genellikle yüzü,dirsekleri veya dizleri tutar ancak vücudun diğer alanlarına yayılabilir,
İlaçlar tedavisi hekimler tarafından reçete edilmekte ve ilaçların kullanım şekilleri genellikle tarif edilmektedir.
Ancak, en az ilaç tedavileri kadar, hatta daha da önemli olan “hastalığı şiddetlendiren faktörlerin kontrolü” ve “cilt bakımı” konusu ise genellikle eksik kalmaktadır.
ATOPİK DERMATİT: Hastalığı şiddetlendiren faktörlerin kontrolü
  • Sabun ve deterjanlar:

parfüm veya boya maddesi içeren sabunlar kullanılmamalıdı

Çamaşırlar ve giysilerin yıkanması sırasına güçlü deterjanlar ve yumuşatıcılar kullanılmamalıdır. Aynı şey yatak takımları için de geçerlidir.

Çamaşır yıkama için renk ve koku katkıları içermeyen hafif deterjanlar (sabun tozu gibi) kullanılmalı, durulama işlemi 2 ya da 3 kez tekrarlanarak kimyasal artıklar tamamen uzaklaştırılmalıdır.

  • Giysiler :

Yünlü veya tüylü giysiler atopik dermatitli hastalarda kaşıntıyı artırır

  • Isı ve terleme:

Aşırı sıcak ve aşırı soğuk hava şikayetleri başlatır. Bu tür ortamlardan kaçınılmalıdır

  • Ev tozu akarları ve ev hayvanları
  • Gıdalar:

Gıdalar atopik dermatitli çocukların yaklaşık %10 ‘unda hastalık belirtilerini kötüleştiren bir faktör olarak karşımıza çıkmaktadır. Şikayetleri artıran gıdaların başında inek sütü, yumurta, soya, buğday, domates, balık ve fıstık-fıstık gibi çerezler gelmektedir.

Gıdalar ile ilgili her türlü tanı ve diyetten çıkarma işlemi mutlaka bir hekim veya diyet uzmanı kontrolünde gerçekleştirilmelidir.

Çünkü, özellikle çocuk hastalarda büyüme ve gelişme için temel gereksinimler ihmal edilmemesi gereklidir. Diyetten herhangi bir gıda çıkartılırsa, onun besin değerinin yerini tutacak başka bir gıda diyete eklenmelidir.

BAKINIZ:EN BÜYÜK ALLERJİ KAYNAĞI EV TOZU MİTELAR

23 Eylül 2008 Salı

çocuklarda orta kulak iltihabı otit media

küçük yaşta çocuğu olan aileler için orta kulak iltihabı ( tıbbi adıyla otit ) ne yazık ki, çok bildiktirKüçük çocukları en sık doktora getiren enfeksiyon sebeplerinden biri orta kulak
Ani ağlamalar, şiddetli kulak ağrısıyla aileyi de çocuğu da üzen bir tablodurÇocuklarda, özellikle 6 ay- 2 yaş arası, başka bir risk faktörü olmasa da anotomik olarak östaki tüpleri (genizden orta kulağa uzanan tüp), erişkindekine göre dahasa ve yatay olduğu için, burun veya boğazdaki mikroplar kolayca orta kulağa kadar ilerleyebilmektedirAyrıca bağışıklık sistemi henüz yeni gelişmekte olduğundan sık sık üst solunum yolu enfeksiyonu geçirirler, bu da orta kulak enfeksiyonuna zemin hazırlar.
Sigara dumanına maruz kalmak
Yatar pozisyonda biberonla beslenmek
Yuva, kreş gibi kalabalık ortamlarda bulunmak
Allerjik bünye- özellikle inek sütü, ev tozu allerjileri başlıका rஇஸக் faktöர்லேரி
Derdini anlatabilen yaşta bir çocuksa, zaten kulak ağrısını tarif edecektir. Özellikle gece, yatınca artan veya aniden uykudan uyandıran bir ağrı görülebilir. belirtileri
Daha küçük çocuklarda ise, huzursuzluk, ağlama, uyuyamama kulak ağrısına işaret edebilir. Kulakla oynama, kulağı çekiştirme bebeklerde her zaman kulak iltihabı demek değildir. Çoğu bebek bunurf meraktan veya diş çıkarırken yapar. Gerçekten iltihap olduğunda ise, çoğu zaman kulağı ellemeyecek veya elletmek istemeyecektir.
Ateş görülebilir.
Kusma, ishal görülebilir.
Bazen kulaktan kanlı veya iltihaplı akıntı görülebilir
  • Anne sütü alan bebeklerin, diğer pek çok enfeksiyon gibi orta kulak iltihabına karşı da korunaklı olduğunu unutmamalı, ilk 6 ay bebeğinizi sadece anne sütüyle beslenmeli
  • Tedavide temel amaç, ağrı kesiciyle çocuğu rahatlatmak ve antibiyotikle enfeksiyonu ortadan kaldırmaktır। Tedavide doktorun önerdiği süre ve doza uymak önemlidir.



14 Haziran 2008 Cumartesi


ÇOCUK RESMİNİN GELİŞİM AŞAMALARI ve yorumları

Çocuklar büyüyüp,olgunlaştıkça resimleri daha ayrıntılı oranlı ve gerçekçi olur. Her yaş dönemi resimlerinin belirgin özellikleri vardır.
1-KARALAMA DÖNEMİ

(1-4)YAŞ ARASI:Çocuklar bu yaşlar arasında gelişi güzel çizimler yaparlar. Resimler daha çok oyun amaçlıdır. Çizgiler,tren rayı vb. dir.

2-ŞEMA ÖNCESİ DÖNEM

(4-7) YAŞ ARASI:Üç yaş çocuğu tipik yuvarlak kafa çizebilir. İnsan çiz değince baş ve ayakları olan insan çizebilirler. Yüz hatlarını belirleyebilir. Dört yaş çocuğu kolları ve bacakları olan çöp adam çizebilirler. Beş yaşındaki çocuğunun yaptığı insan ve evler daha belirgin olmaktadır. Altı yaş çocuğunun yaptığı resimler de artık yavaş yavaş konuda vardır. Resimlerde yer zemini çizgisi mevcuttur. Resimlerde saydamlık da vardır. Örneğin ev çizimlerinde evin içindeki eşyalarında çiziliyor olması gibi.
RENKLERİN ANLAMLARI

(4-7) YAŞ ARASI;Dört beş yaşlarındaki çocuklar genelde renk ayrımı yapmadan resmi boyarlar. Bu yaşlarda ana ve ara renkleri öğrenebilirler. Mutlu resimlerde genelde sarı renk, üzüntülü resimlerde genelde kahverengi renk daha ağırlıktadır. Unutulmamalıdır ki çocuk hangi rengi seviyorsa ,resimlerde ağırlık o renge doğrudur. Resimlerde ağırlık kırmızı renkse iddiacılığı ve saldırganlığı temsil eder. Pembe,sarı,turuncu......gibi sıcak renkleri seçen çocuklar sevecen,uyumlu,işbirlikçi......dir. Siyah,mavi,yeşil,kahverengi gibi soğuk renkleri seçen çocuklar, baskıcı aile ortamında yetişen iddiacı,çekingen,güçlükle kontrol edilen,uyumsuz,gerçek duygularını bastıran .... çocukları temsil edebilir.
3-ŞEMATİK DÖNEM

(7-9) YAŞLAR ARASI:Resimler daha belirgin ve ayrıntılıdır. İlk bakışta resmin ne olduğu kolaylıkla anlaşıla bilinir . Resimler daha gerçekçidir. Resimde mekansal ilişki vardır. Çocuklar yer çizgisi kullanırlar. Yer çizgisi çocuğun kendisi ve çevresiyle olan ilişkinin boyutunu temsil eder. Bu dönemde kuşbakışı resim çizimleri ağırlıktadır.


(9-12)YAŞLAR ARASI:Bu dönemde resimlerde daha ayrıntılı çizimler ve gerçekçi bir yaklaşım görülür. Resim konularında kızlar ve erkekler arasında farklılıklar gözlemlenir. Kız çocukları daha çok bebek resmi,portreler,elbiseler...erkek çocukları ise araba,gemi,uçak...çizerler. Resimleri beğenmeme , aşırı hassasiyet ve kendini ifade güçlüğü görülür.
5-DOĞALCILIK DÖNEMİ

(12-14)YAŞLAR ARASI:Nesneler orantılıdır. Resimler perspektiftir. Yakın çevrede gördüğü objelerin orantılarını,boyutlarını ve derinliklerini çizgileriyle yansıtmaya çalışır. Renkleri ise en iyi şekilde kullanırlar.

ZİHİNSEL YETERSİZLİĞİ OLAN ÇOCUKLARIN RESİMLERİ :

Resimlerde belirgin herhangi bir konu yoktur. Plansızdır. Yaşıtlarının resim özelliklerinden oldukça gerilik gösterir. Resim cılız ve ilkeldir. Çoğunlukla kağıda resim yerine çeşitli karamalar yaparlar. Ayrıntılar bulunmaz .Örneğin insan resmi çiz dediğimizde sadece sınır belirten bir çizgi çizilir.Gözler,ağız,burun vs. çizilmez.Ev çizdiğinde çatısı kapısı,bahçesi başka bir yere çizilir.Çocukta resimleri ters çizme sıklıkla karşılaşılıyorsa öğrenme güçlüğü çekebileceği düşüne bilinir. Örneğin ağaçların ters çizilmesi gibi.
ÜSTÜN YETENEKLİ ÇOCUKLARIN RESİMLERİ:

Üstün kabiliyetli kişi diğer insanlardan farklı düşünebilme davranabilme kabiliyetine sahiptir. Resimlerde dikkati çeken ortak özellikler kısaca, akranlarından üstün bir performans göstermeleri, farklı kavramlar arasında mantıklı ilişkiler kurabilmeleri,gelişmiş hayal gücü ,çizilen figürlerin hareket halinde olabilmesi,renklerin genelde canlı olması kağıdın tamamının kullanılması gibi......

UNUTULMAMALIDIR Kİ Çok güzel resim yapan çocuk zekidir,zeki çocuklar güzel Resim yaparlar DENİLEMEZ.

ÇOCUĞUN PSİKOLOJİK ÖZELLİKLERİNİ YANSITAN RESİMLER

OKUL FOBİSİ :Resimlerde aile bireyleri ağırlıklı olarak çizilir. Okul ,öğrenci resmi çizmek istemezler.Ev ve evde mutlu çocuk resimleri çizerler.Resimler saydamdır.

GÜVENSİZLİĞİ YANSITAN RESİMLER: Kağıdın tamamı kullanılmaz,boşluklar fazladır. Çizimler yarımdır. Küçük figürler çizme ve kağıdın bir bölümünü kullanma eğilimindedirler. İnsan figürlerinde el ve ayakların çizilmemiş olması güvensizliği ve çevreye uyumda yaşanılan güçlüğü,iletişim eksikliğini,paylaşım azlığını,kendinden başka insanlarla birlikte olmamayı,bencilliği de ifade etmektedir. Güvensiz çocuğun resimlerindeki çizgiler daha çok silik ve kesik kesiktir

.HİPERAKTİF ÇOCUKLARIN RESİMLERİ:Taşkın ve çok renkli resim çizerler.Gerilimli oldukları için genelde karalamayı tercih ederler ve resimleri hep yarım kalır. Çizdiklerinde ise resimleri çok büyük olur.

CİNSEL KİMLİK KARMAŞASI : Anne ve babaya aşırı yaklaşılması, zıt cinsel kimlikte çizimlerde yoğunlaşma, ev resimlerinde yatak odasının çizimi, etek giyen,çocuk emziren baba , ava giden sakal bırakan anne figürlerinin çizilmiş olması bize bazı ipuçları vermektedir.

AİLEDE İLETİŞİM PROBLEMLERİNİN OLDUĞUNU İFADE EDEN RESİMLERAilede iletişim kopukluğu ,aileyi konu alan resimlerde açıkça görülmektedir. Resimde aile üyelerinin birinin veya birkaçının eksikliği.. ,( annenin,babanın,kardeşlerin,aile içinde yaşayan diğer fertlerin hala,amca,dede,ninenin ..... çizilmemiş olması ) Aile fertlerini çizmeyi rededmesi,ebeveyn figürlerinin olmaması parçalanmış aileyi ,sevgi eksikliğini , Anne baba ve çocukların arasına nesnelerin yerleştirilmesi,aile bireylerinin arasına köprü , gökdelen evler ,yol, ırmak ,ağaçların................. çizilmesi, iletişim problemlerinin bir göstergesi olarak kabul edile bilinir.Anne babanın çok büyük çocuğun çok küçük veya anne babadan birinin büyük diğerinin küçük çizilmiş olması ailede baskıyı aile fertleri arasında problemin olduğunu baskıcı ve otoriter tutumu,anne babanın çok abartılı çizimi onlara duyulan hayranlığı da temsil edebilir.Resimde küçük kardeşin anne babanın elinden tutuyor olması ve diğer çocuğun çok uzaklarda çizilmesi veya hiç çizilmemiş olması,sevgi yoksunluğunu ,kardeş kıskançlığını ,kendisini yok saydığını, iç çatışmaların bir göstergesi olabileceği düşüne bilinir.
RESİMLERDE Kİ FİGÜRLERİN ANLAMLARI İNSAN FİGÜRÜNDE Kİ KISIMLARIN ANLAMLARı:

Büyük veya çok küçük kafanın çizilmesi zihinsel aktivite de problemlerin olduğunu,zihinsel geriliği ifade eder.Vücudun organlarının çizilmemesi veya eksik bırakılması endişe duyulan,rahatsızlık hissedilen kısımları yansıtır.Kolların abartılı çizimi aile içi ve çocuğa yönelik şiddeti, Kolların çizilmemesi ise güç ve kuvvetin azlığını,Ağzın büyük veya küçük çizimi dil ve konuşma problemi Ağzın çizilmemesi iletişim problemlerini....Gözlerin büyük çizimi merakı,boş ve anlamsız bakan gözlerin olması görme problemini ve görmeye bağlı öğrenme problemlerini...Burunun abartılı çizimi astım ,bronşit vb. solunum yoluna bağlı problemlerin olduğunu...burunun çizilmemesi güç savaşını,güçsüzlüğü,desteksizliği..Kulakların normalinden farklı ,büyük veya küçük çizimi işitmeye bağlı problemlerin olduğunu....Ellerin çok büyük çizilmesi dayağı ,şiddeti,çalma eylemlerini,çok küçük çizilmesi ise güvensizliği,çevreye uyum güçlüğünü ....Ayakların abartılı çizimi kendine olan güveni,küçük çizilmesi ise güvensizliği ve yardımsızlığı,Cinsel organların çizimi saldırganlığı,aşırı endişeyi ve anne babayı çıplak görmüş olmayı temsil etmektedir.

EV FİGÜRLERİNİN YORUMLANMASI

Ev çocuğun duygusal yaşamının oluştuğu merkezdir. Evin saydam olarak çizilmesi,yaşamı canlılığı , içini göstermeyen duvarların çizilmiş olması ise karamsarlığı,yaşam ifadesinde ki güçlükleri,kendini anlatmakta karşılaşılan zorlukları ifade etmektedir.Evlerdeki bacalardan yükselen kalın dumanlar aile için de yaşanılan kavgaları,çatışmaları ,sürtüşmeleri gösterir.Yüksek binalar ve gökdelenler çocuktaki özlem ve komplekslerin ,gerginliğin yansımasıdır . Ezilme ve başkaldırı vardır.Evlerden çıkan yollar rehberliğe ,yol gösterilmeye duyulan ihtiyaçtır.Resimlerde, insan resimlerinin azlığı veya yokluğu sosyal ilişkilerde kopukluğu belirtir.İnsan figürünün çokluğu ise sosyal ilişkilerde ki gelişmişlik düzeyini belirtir.Çizilen kuş resimleri özgürlüğe duyulan ihtiyaç hasrettirÇizilen ağaçlarda meyve olması verimli olma isteği yeşil yapraklı ağaçlar canlılığı,solmuş yapraklı ağaçlar ve yaprak dökümü ölüm isteğini,ağaç köklerinin olması içgüdüye önem vermesi ve bağımlılık duygularını yansıtır.Resimlerde çok bulut veya koyu renkli bulutların olması çözülemeyen problemleri ifade edmektedir.

ÇOCUK RESİMLERİNİN GENEL OLARAK YORUMLANMASINDA DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR

Çocuğun bize kendisini yansıtması ve olaylar hakkında duygu ve düşüncelerini ifade etmesinde,yalın bir anlatım aracı olan resmim önemi büyüktür.

Resim etkinliğinin aynı zamanda sözsüz dili oluşturması ve bu yolla anlatımın kolay olması, yaşı ve kişilik özellikleri nedeniyle sözlü iletişim kurmakta güçlük çeken çocukları tanımada da önemli bir teşhis aracı olmasını sağlamaktadır.

Çocuk resimlerini yorumlarken ,dikkat etmemiz gereken bazı önemli noktalar bulunmaktadır

.Tek resimden yola çıkarak yapacağımız bir değerlendirme bize hatalı sonuç verebilir.

Çocuğun diğer resimlerinede dikkat etmeli ve toplu bir değerlendirme yapılmalıdır. Resim değerlendirmesine başlamadan önce.....Çocuğun genel tutum ve davranışlarını ,içinde yaşadığı Psikolojik sosyo-kültürel ve ekonomik durum,arkadaşlarıyla kardeşleriyle ilişkileri,okul ve aile içi ilişkileri çocuğun yaşını,cinsiyetini,ailede kaçıncı çocuk olduğunu varsa uyum ve davranış sorununun türünü, ailesinin genel özelliklerini,okul başarısını,çocuk hakkındaki genel izlenim ve görünüm ,diğer önemli özellikleri de göz önünde bulundurulmalıdır.

Resim aynı zamanda öğrenilen bir davranıştır

. Resim çizmede öğretmen faktörü de önemlidir.

Çocuklar resim çizmeyi kendi kendilerine,ailelerinden,öğretmenlerinden veya arkadaşlarından öğrenebilirler.

Konu seçimi yapmadan 'Hadi bakalım bize bir resim çiz' dediğimizde ,çocuk ilgi ve ihtiyaçları doğrultusunda içinde yaşadığı psikolojik duruma ve hayal gücünün de etkisiyle resim çizebilir .Serbest konu verdiğimizde çocuğun çizmiş olduğu resimdeki tema da çok önemli-dir .Unutulmamalıdır ki, resim değerlendirilmesi projektif bir tekniktir.Yorumlar, yorumlayana göre değişkenlik gösterebilir.

ÇİZGİLERİN YORUMU
Büyüklük:Çok büyük ve çok küçük resimler anlamlı olabilir.
Büyük Resimler :Sayfanın tamamını kaplayan çok büyük resimler
Küçük Resimler:Birkaç cm büyüklüğünde ki resimler
-İç kontrol zayıflığı
-hiperaktivite
-Dikkat dağınıklığı
-Saldırganlık
-Ürkek
-Benlik Saygısı düşük
-İçe dönük

Abartılı Çizimler: beden kısımlarının abartılarak büyük veya küçük çizilmesi

Baş
Zihinsel açıdan kendini yetersiz gören çocuklar
Ağız
Konuşma ve dil problemi olan çocuklar
Bağımlı çocuklar
Gözler
Göz bebeği olamadan çizilen resimler görme problemi olan çocuklar
Güvensiz ve şüpheci
Ayaklar
Güven isteği,
Kaygı
Burun
Solunum güçlüğü çeken çocuklar
Kulaklar
İşitme problemi
Kuşkucu,(başkaları tarafından dinlenme )
Cinsel Organlar
Saldırganlık
Dürtü kontrolü zayıf

Eksik ve Unutulan Çizgiler:Bazı beden kısımlarının çizilmemesi veya belirgin olmaması

Eller
Güvensizlik
Çevreye uyumda güçlük
Kollar
Güvensizlik
Güç ve kuvvet azlığı
Bacaklar
Çocuğun kendini desteksiz
Hareketsiz algılaması
Ayaklar
Kendine güvensizlik
Burun
Benlik saygısı düşük
ağız
İlişki kurmakta zorluk

kaynak;www.cocukgelisimi.com sitesi

çin takvimi


- çin takvimine göre cinsiyet belirleme:))))


Bu takvime göre,annenin yaşı ve hamile kaldığınız ayın kesiştiği yer çocuğun cinsiyetini belirliyor. Fala inanma falsız kalma diyenler için.....
Benimkisi doğru çıktı....
(üzerinne tıklarsanız daha net ve büyük açılır)



24 Mayıs 2008 Cumartesi

bebek beslenmesi






Emzirme,



bebeklerin sağlıklı büyümesi ve gelişmesi için en uygun, en doğru beslenme yöntemidir ve anne ile bebeğin sağlığı üzerinde çok özel biyolojik ve duygusal etkilere sahiptir.



Bebekler, dört aylık süre içinde sadece anne sütü ile beslenebilir ve bu onlar için yeterlidir.



Bazı anneler, "çocuk susamıştır" gibi endişelerle, özellikle yaz aylarında su vermek ister. Anne sütü, bebeğin su da dahil her tür gereksinimini karşılamaktadır. Her annenin sütü, kendi bebeğinin gereksinimine göredir. Erken doğmuş bir bebeğin annesinin sütü ile zamanında doğmuş bir bebeğin annesinin sütü de farklıdır. Anne sütü, bebeği enfeksiyondan korur ve büyümesi için gerekli tüm besinleri içerir. Temizdir. Ucuzdur. Hemen hemen tüm kadınlar emzirebilir. Bebeğin emmemesi gereken tıbbi durumlar da vardır.






  1. Anne sütü verilmesinin mümkün olamadığı bazı durumlar vardır. Bunlar arasında:




.Meme başı şekil bozukluğu
.Meme iltihabı
.Bebekte metabolik bozukluk
.Annenin hastalığı (kalp, böbrek yetmezliği, tüberküloz...) yer alır.




Anneler duygusal açıdan emzirmeye hazırsa, sütleri genellikle yetecektir. Bu konuda duyacağınız endişe, sütünüzün azalmasına neden olmaktan başka bir şeye yaramaz. Doğumun hemen arkasından bebekle yakın temas önemlidir. Sık sık emzirerek sütün miktarı artırılabilir. Doğumdan hemen sonraki dönemde, bebeği her istediğinde emzirin. Genellikle bu 2-3 saatte birdir.




4-6 haftalıktan sonra bu süre biraz daha açılabilir. Emzirme sırasında bebeğin doğru tutulması önemlidir. Doğum yaptığınızda, bebeğin tutuluşu ile ilgili olarak hemşirelerden de yardım isteyebilirsiniz. Doğru tutuş meme başı çatlaklarını önleyecek, bebeğin gazının olmamasına yardım edecek ve bebek için daha sağlıklı olacaktır. Bebekler 45 derecelik bir açı ile tutulmalıdır. Meme başı ve etrafındaki kahverengi bölümün tamamının bebeğin ağzında olması önemlidir. Sadece memenin uç kısmının bebeğin ağzında olması yanlıştır.




Emzirmede dikkat edilecek noktalar:
1.Emzirmeden önce ellerinizi yıkayın.
2.Emzirmeden önce meme başının etrafını temiz su ile silebilirsiniz. Karbonatlı su, sabunlu vs. kullanmayın.
3.Bebek ve siz rahat bir pozisyonda olun. Sırtınızı bir yere dayayın.
4.Bebeğin yüzü ve bedeni size dönük olmalıdır. Bebeğin başı kolunuzun iç kısmında olmalı ve aynı kolla bacakları kavranmalıdır. Böylece bebekle göz teması da sağlamış olursunuz.
5.Elinizle göğsünüzü tutun. Kahverengi kısma dokunmayın.
6.Bebeğin ağzının ucuna elinizle veya meme ucunuzla dokunun. Bebek ağzını açınca etrafındaki kahverengi kısımla birlikte meme ucunu bebeğin ağzına yerleştirin.
7.Bebeğinizi, istediği kadar emzirin.
8.Gece emzirmek de hem sütünüzün azalmasını hem de süt birikmesi ile oluşabilecek rahatsızlıkları önler. Bebek de geceleri aç kalmamış olur.
9.Bebekler bazen 5-10 dakika, bazen de yarım saat emebilir. Her emzirmede, her iki memeyi de emzirin. Bir sonraki emzirmede, en son emzirdiğiniz memeden başlayın. Aylık kontrollerde bebeğin yeterli kilo aldığı görülüyorsa, sütünüz yeterli demektir.
10.Memeyi bebeğinizin ağzından çekerken vakumlamasını önlemek için, serçe parmağınızı bebeğin ağzının kenarına sokun ve daha sonra memeyi ağzından çekin.
11.Her beslenmeden sonra bebeğinizin gazını çıkarın. Bunu, bebeği omzunuza dik olarak dayayarak ve yavaşça sırtını sıvazlayarak yapabilirsiniz. Omuzunuza koyacağınız temiz bir örtü ile bebek hem giysinize yaslanmamış olur hem de beslenmeden sonra dışarı çıkabilecek bir miktar besin nedeniyle giysiniz kirlenmemiş olur.
12.Çalışan anneler, sütlerini sağarak sütlerinin azalmasını önleyebilirler. Anne sütü, oda sıcaklığında 8 saat, buzdolabında 2 gün bozulmadan kalabilir. Ancak bebek bir kez saklanan sütü emerse, yarım saat içinde tüketmek gerekir.
13.Meme başında çatlak olursa emzirmeyi kesmemek gerekir. Bebek emdikten sonra bir parça sütü meme ucunda bırakın ve memenize sürün. Emerken çok acı çekiyorsanız, birkaç gün sağın, temiz kapta toplayın ve kaşıkla bebeğe verin. Annelerin de emzirme döneminde dikkat etmeleri gereken durumlar vardır. Bunların en önemlilerinden biri, annenin hamileliği boyunca olduğu gibi, emzirirken de sigara içmemesi gerektiğidir. Aslında bebek bulunan evlerde, başka bir odada dahi olsa, sigara içmek bebeğin sağlığı açısından oldukça zararlıdır. Annenin vücudu hamilelik döneminde ve doğumda bazı kayıplar yaşayacaktır. Bunların takviyesi için, annenin beslenmesine dikkat etmesi çok önemlidir.




Beslenmede dikkat edilecek noktalar kısaca şunlardır:





Emziren anne günde en az iki bardak süt içmeli; yoğurt, peynir gibi süt ürünlerinden tüketmelidir.
Besin ve enerji gereksinimini karşılamak için her öğünde tahıl, et, tavuk, balık, yumurta gibi yiyecekler yemelidir.
Yeterli miktarda meyve ve sebze yemelidir.
Doktorunun da önerisiyle vitamin, mineral içeren takviye ilaçları alabilir.




Emzirmenin mümkün olmadığı durumlarda nelere dikkat etmeliyiz?




Öncelikle unutmamak gerekir ki, bebekler asla inek sütü içmemelidir. İlk bir yıl inek sütünün kullanılmaması gerektiği, artık tüm dünyada bilimsel çevrelerde kabul edilen bir gerçektir ve bebek sağlığı için sakıncalar içerir. Bebek beslenmesi, ilk bir yılda çok daha önemlidir. Bu dönemde beyin gelişiminin %80'i tamamlanırken; vücut yüzeyi 2 kat, vücut ağırlığı da 3 kat artar. İlk bir yılda yanlış ve yertersiz beslenme, ileriye dönük telafisi mümkün olmayan büyüme ve gelişme bozukluklarına neden olabilir. Beslenme sadece bebeğin doymuş olması veya sadece et, sadece muz yemesi, sadece süt içmesi anlamına gelmez.




Doğru beslenme, aynı öğünde tüm ana besin maddelerinin, doğru oranlarda verildiği beslenme şeklidir. Erken dönemde; yani ilk 4-6 ayda anne sütü veya başlangıç biberon mamaları bebeğin besinsel ihtiyaçlarını karşılarken; 4. aydan itibaren, büyüyen bebeğin ihtiyaçları doğrultusunda ek besin takviyesi gerekir.




Bebek beslenme otoritelerinin bilimsel ortak görüşü, anne sütü veya hazır başlangıç mamalarının 4. aydan itibaren büyüme ve gelişme için tek başına yeterli olmadığı ve ek gıdalara yani karma beslenme programına başlanılması gerektiğidir. Bebek için 4-6 aydan sonra anne sütü yeterli olamamaktadır. Ancak bu, annenin bebeği sütten tamamen kesmesi demek değildir. Ancak gün gelecek ve bebeği tamamen sütten kesmek de gerekecektir. Bir yaşını geçen bebeklerin anne sütünden besin sağlaması da pek söz konusu değildir. Uzun süreler biberon kullanma veya emme de diş sağlığı açısından zararlı olabilir. Memeden kesme zamanı geldiğinde, olabildiğince kararlı davranmak gerekir.




Öncelikle memenin yerine yavaş yavaş değişik besinler konulur ve emzirme gittikçe azaltılır. En sona, gece geç vakit emzirmeyi bırakabilirsiniz. Bebeği bu konuda zorlamayın. Bebek için üzülmenize gerek yoktur, birkaç gün içinde unutacaktır. Anne, memeden kesmeyi bebeği terk etmek gibi duygusal bir sorun haline getirmemelidir. Bebeklerle birlikte geçirilebilecek pek çok vakit vardır.




bebegin ek besine geçisi




4. aydan itibaren, bebeğin anne sütü dışında besinlere geçme zamanı gelmiştir. 4. aydan önce bebeklerin büyüme ve gelişmesi için anne sütü ve/veya bebek başlangıç maması tek başına yeterliyken, 4. aydan sonra sadece anne sütü veya hazır mama bebeğin büyüme ve gelişmesi için tek başına yeterli değildir. Bebeğin büyüme ve gelişiminin aynı hızda devam etmesi için, artan protein, enerji, demir, vitamin ve mineral gereksinimleri karşılanmalıdır. Bu nedenle de bebeğin ek gıdalara başlaması ve yeni tatlara alışması gerekir.
Ek Besinlere Erken veya Geç Başlamanın Sakıncaları Ek besinlere geç ve erken başlamanın bebekler için sakıncaları vardır. 4. aydan erken başlanması sindirim sisteminin olumsuz etkilenmesine, allerjiye ve ishale neden olabilirken, 6. aydan geç başlanması büyüme ve gelişme geriliklerine neden olmaktadır.
Ek Besinlere Başlarken Dikkat Edilmesi Gereken Noktalar Öncelikle motivasyonunuzu hiçbir zaman kaybetmeyin. Bebeğinizin farklı tatlara geçişi zaman alacaktır. Bebek, her konuda olduğu gibi, yemek değişikliklerinde de sabrınıza ihtiyaç duyar. Anne sütü ya da hazır devam mamaları, bir süre yine onun temel besini olmaya devam edecektir.




Yeni gıdalara geçişte çok yavaş davranmanız gerektiğini daima aklınızda tutun. Besinler düşük miktarlarda ve tek tek verilmelidir.




Yeni bir besine başlamak istediğinizde, ilk gün sadece bir küçük kaşık verin.




Bir iki gün, başka hiçbir yeni besin vermeyin. Böylelikle, bebeğinizin o besine karşı verdiği tepkiyi direkt olarak gözlemlemiş olacaksınız. Allerji yaptı mı? Vücudu yeni besini kabul etti mi? Eğer vücut yeni besini kabul ederse, o besinin miktarını her gün bir miktar olmak üzere artırabilirsiniz.




Belki bir hafta sonra, ikinci bir besine başlayabilirsiniz. O besin için de aynı kuralları uygulayın. Eğer bir allerji gelişirse, o besini en az iki üç hafta vermeyin. Bebekte döküntü, kızarıklık, kaşıntı, pişik ve ishal meydana gelmesi durumunda, allerji gelişmiş olabilir. Bebek için de yeni olan bu tecrübede, bazı zorluklar yaşanabilir. Örneğin bebek belki de yeni tatları, kaşık gibi yeni aletleri kabul etmek için daha erken olduğunu düşünüyordur. Bunun için bebeğin keyfini yerine getirin. Bebek çok açken, birdenbire kaşıkla yeni bir şey denemesi daha zordur. Karnını birazcık doyurun. Bu işlemin, akşam huzursuzluk zamanında değil, sabah en dinlenmiş olduğu zamanda ya da öğle vakti yapılması işinizi kolaylaştırabilir.




Bebek kucağınızda iken, küçük bir kaşığa koyduğunuz mamayı dudaklarına değdirin; bebek emmeye başlayacaktır. Kaşığı ağzının derinlerine kadar iterseniz öğürme refleksini uyarmış olursunuz. Bundan kaçının. Zamanla her ikiniz de kaşıkla yeme işlemi için daha deneyimli olacaksınız.




Anne sütü ya da devam maması ile biraz beslendikten sonra, öğünün geri kalanını katı gıda veya hazır kaşık mamaları ile tamamlayın. Katı gıda miktarı yavaş yavaş artacağı için, bir öğünde sadece katı gıda ile doyacağı zaman gelecektir. Böylece bebeğiniz, günün bazı öğünlerinde anne sütü almamış olur.




Yeni gıda olarak, evde hazırlayabileceğiniz mamalar, meyve suları ya da hazır bebek kaşık mamaları kullanabilirsiniz. Başlanacak ilk besin, elma gibi meyvelerin suları olabilir. Katı gıdalardan ise, sütlü tahıllı kaşık mamaları başlamak için en uygun besinlerdir.




. Daha sonra, başka tahıllardan (buğday, yulaf, çavdar vs.) yapılmış mamalara başlanır. Sebze çorbalarına da, her seferinde yeni bir sebze ekleyerek ve düşük miktarlarda olmak üzere, bebeği alıştıra alıştıra başlayabilirsiniz. Örneğin pirinç, havuç; daha sonra patates, mercimek gibi. Veya tüm sebze cinslerini içeren Ülker Hero Baby Sebzeli-Buğdaylı Kaşık Maması'nı tercih edebilirsiniz. Beslenme konusundaki bilgisizlik, çok zengin bir ortamda bile kötü beslenmeye neden olur. Örneğin kendi alışkanlıklarımız olan tuz ve şekerle, bebeği en azından bir yaşına kadar tanıştırmanın hiç gereği yoktur.




Siz baharatlı yemekleri seviyor olsanız bile, bebeğiniz için bu hem zararlı hem gereksizdir. Yağlar, sıvı yağ (tercihen zeytinyağı) ağırlıklı olmalı ve çok az kullanılmalıdır. Besinlerin çok pişirilmesi vitamin değerini azaltır.




Yediğimiz gıdalardaki lif ve kepek miktarına da dikkat etmeliyiz. Barsak sağlığı açısından kepekli lifli gıdalar çok iyidir. Ancak fazla lif, mineral emilimini olumsuz etkileyebilir. Genel olarak, beslenme ile ilgili çoğu yanlış uygulama bu dönemde yapılır.




"Bebek onu sevmedi, biraz şeker koyalım" gibi tutumlar, bebeğin yeni tatlara alışmasını güçleştirir. Bebekler, ilk denediğinizde sevmedikleri bir besini birkaç ay sonra zevkle yiyebilir. Ağız tatları değişebilir. Bu yüzden, ısrarcı olmak yerine aralıklarla denemek daha iyidir. Bebeklere zorla yedirmek de doğru bir davranış değildir. Bebek ne kadar yemek istediğini kendi belirleyebilir. Sanılanın aksine, hiçbir bebekte kolay kolay açlıktan meydana gelen sorun yaşanmamıştır.




Anneler sadece biraz sabretmelidir. Eğer doktorunuz çocuğunuzun kilosunun normal olduğunu söylüyorsa, siz ne kadar aksini düşünseniz de çocuğunuz yeterli miktarda yemeği yiyordur. Bebeğiniz şekerli tatları meyvelerden veya bebek için hazırlanmış özel tatlılardan alabilir. Bir yaşına, hatta daha da sonrasına kadar bebeği pasta ve çikolata ile tanıştırmanız doğru değildir. Bebekler için uygun olabilecek yüksek besin değerine sahip ve kontrollü şeker içeren özel tatlı püreleri tercih etmek en doğrusudur. Katı gıdalara geçişte bir diğer konu ise pütür miktarıdır. Gıdayı bebeğe pütürsüz yedirmek yerine, bir miktar pütürlü bırakarak onu alıştırmanız daha iyi olacaktır. İlk önce hafif, küçük pütürlü yedirerek çocuğun buna verdiği tepkiyi değerlendirin ve zamanla pütür miktarını artırın. Böylece büyük lokmalara geçişte daha az sorununuz olacaktır. Ülker Hero Baby Sütlü-Elmalı-Muzlu bebek püresi, yüksek besin değeri ve hoş lezzeti ile, bu geçişi sizin ve bebeğiniz için kolaylaştırabilir. Bebeğinizin zamanla besin gruplarının her birinden yeterli miktarda yiyebilecek şekilde beslenmesine dikkat etmeniz gerekir.
Bu besin grupları şu şekilde sıralanabilir:




1. Karbonhidratlar




2. Proteinler3.




Yağlar




4. Vitamin ve mineraller
Üç yaşın altındaki her çocuk, günde 5-6 öğün yemek yemelidir. Burada yemekten kastedilen, bir öğünde alınacak meyve suyu ve devam sütü gibi sıvı gıdalar da olabilir. Bunun dışında, bir hastalığın ardından duraksayan büyüme ve gelişimini telafi etmek için, çocuğun bir süre fazladan öğüne gereksinimi olabilir.

21 Mayıs 2008 Çarşamba

tuvalet alışkanlıgına başlarken...

Tuvalet alışkanlığı kazanma, çocuğun hayatında önemli bir gelişimsel olaydır. Tuvalet eğitimine çocuğun ve anne-babanın hazır olduğu bir dönemde başlanması çok önemlidir.
Tuvalet alışkanlığı kazandırılmasına 24. ayında başlanabilir.

Tuvalet eğitimine başlayabilmek için;

1.Çocuk yürüyebiliyorsa,
2.Basit emirleri yerine getirebiliyorsa,
3.İsteklerini kelimelerle konuşarak anlatabiliyorsa,
4.Kendi kendine basit giysileri çıkarabiliyorsa,
5.Genellikle gün içinde 2-3 saat kuru kalabiliyorsa, tuvalet eğitimine hazır olduğu düşünülebilir.
6.Çocuk hasta ise, kabızlık problemi varsa, yaşamında önemli bir değişiklik varsa (yeni bakıcı, 7.yeni kardeş, taşınma, ölüm vb.) anne kendisini gergin, sinirli hissediyorsa, yeterli zaman ayıramayacağını düşünüyorsa tuvalet eğitimine başlamak için uygun zaman beklenmelidir.

Çocuğa tuvalet alışkanlığı kazandırılırken anne-babanın yapabilecekleri;

..Tuvalet alışkanlığı kazandırılmaya başlamadan önce, anne-babanın bir planı olmalıdır.
..Eğitime ne zaman, nasıl başlanacağı, ne gibi malzemelerin gerekli olduğu vb. konular önceden belirlemelidir,
..Tuvalet alışkanlığı kazandırmak ilgi ve zaman gerektirdiği için, anne ve babanın sabırlı olmaları çok önemlidir,
..Her çocuk tuvalet eğitimi sürecinde ara sıra altına kaçırabilir. Bu durumda çocuğa kızılmamalı, ayıplanmamalı, cezalandırılmamalıdır. Kaslarını kullanmayı öğrenirken kaçırmalar olağandır ve biraz zaman alabilir,
..Tuvalet eğitiminin her aşamasında çocukla konuşularak, çocuğu cesaretlendirmek gerekir,
..Tuvalet eğitiminin her olumlu aşamasında çocuk övülmeli ve takdir edilmelidir,
..Tuvalet eğitiminde geri dönüşler olabilir. Anne-baba başarısız tuvalet eğitimini otoritelerine direkt bir saldırı olarak yorumlamamalıdırlar,
..Çocuk tuvaletini yaptığında kakasından ve çişinden nefret etmesine neden olabilecek (ay ne pis, koktu vb.) sözler söylenmemelidir,
..Çocuğun tuvalet eğitimindeki başarısı veya başarısızlığı, hiçbir zaman çocuğun zekasıyla eşdeğer tutulmamalıdır.

Tuvalet eğitimi süreci;

..Başlangıçta çocuğun anne-baba ile birlikte tuvalette bulunmasına, sifonu çekerek, oynamasına izin verilmelidir,
..Oyun oynadığı alana oturak konularak incelemesine ve oturağın kendine ait olduğunu anlamasına yardım edilmelidir,
..Çocuğun günde bir kez giyinik olarak oturağa oturması sağlanmalıdır,
..Daha sonra çocuğun giysilerini çıkartarak oturağa oturması sağlanmalıdır. Bu aşamalarda korkuları varsa, oturağa oturmak istemiyorsa, kesinlikle zorlanmamalı, hazır olduğu zaman oturması beklenmelidir,
..Bu dönemde çocuğa bol, kolay çıkartılabilen giysiler giydirilmelidir,
...Çocuğa kakasının veya çişinin nereye gideceği anlatılmalıdır.
...Bezine kaka yaptığı zaman, oturağa oturtularak bezi çocuğun gözü önünde oturağa boşaltılmalıdır. Bu durum çocuğun oturma ve kaka yapma arasındaki ilişkiyi anlamasına yardım eder.
..Oturağı tuvalete döktükten sonra sifon çocuğa çektirilip "Güle güle" gibi kelimelerle kakasının gidişini görmesi sağlanmalıdır. Korkuyorsa kesinlikle zorlanmamalıdır,
..Çocuk oturaktayken anne-baba çocuğu yalnız bırakmamalıdır.
..Çocuğun hoşuna giden masallar anlatılıp, kitap okunarak çocuğun kaygıları azaltılmaya çalışılmalıdır,
..Çocuk gündüz düzenli olarak kuru kalıyorsa, evin içinde bezsiz alt çamaşırlarıyla dolaşmasına izin verilmelidir,
..Çocuk, çişi geldiğinde oturağı kullanması konusunda cesaretlendirilmelidir,
..Çocuk, düzenli olarak yatağa girmeden önce tuvalete götürülmeli ve oturak yatağın yanına-yakınına konularak, çocuğun oturağa kolay ulaşması sağlanmalıdır.
..Gece kuruluğu nadiren gündüz kuruluğu ile aynı anda başlayabilse de, çoğunlukla gerçekleşmesi aylar, yıllar alabilir.
..Tuvalet eğitiminin tamamlanması çocuktan çocuğa değişmekle birlikte çocuğun 5 yaşına kadar altını ıslatmamayı, 4 yaşına kadar da altını kirletmemeyi öğrenmesi beklenir.
...Tuvalet eğitimi sürecinde geri dönüşler yaşanabilir. Geri dönüşlerde eğitime bir süre ara verilmelidir.
..Başarısızlık hissine kapılıp, panik olunmamalıdır.